Tarladan Arsaya Çevirme Yüzde Kaç? Farklı Gözlerle Bakmak Bazı konular vardır ki sadece rakamlarla anlatılamaz; içinde hayaller, planlar, duygular ve gelecek tasarıları barındırır. “Tarladan arsaya çevirme yüzde kaç?” sorusu da bunlardan biri. Bu sadece bir imar oranı meselesi değil, toprağın kaderinin değişmesi demek. Ben bu yazıda, konuyu hem veriye dayalı bir analizle hem de toplumsal bir merakla ele almak istiyorum. Çünkü bir tarafın baktığı tablo diğerinin duygusunu tamamlıyor. Tarladan Arsaya Dönüşüm Nedir? Önce tanımını netleştirelim. Tarladan arsaya çevirme, bir arazinin tarım alanı statüsünden çıkarılıp imar planına dahil edilmesi işlemidir. Bu, yasal olarak belediye veya il özel idaresinin planlama yetkisiyle yapılır.…
4 YorumHızlı Bilgi Durağı Yazılar
GIPTA Halka Arz Kimin? Tarihsel Bir Perspektiften Bakış Geçmişi Anlamak ve Günümüzle Bağ Kurmak: Bir Tarihçinin Samimi Girişi Geçmiş, yalnızca eski bir zaman diliminin geriye kalan izlerinden ibaret değildir; aslında, geçmişin izleri, günümüz dünyasının şekillenmesinde önemli bir rol oynar. Bugün aldığımız kararlar, yaşadığımız toplumsal dönüşümler ve ekonomik değişimler, geçmişte atılan adımların, yaşanan kırılma noktalarının bir sonucudur. GIPTA’nın halka arz süreci de bu bağlamda değerlendirilmesi gereken önemli bir olaydır. Bir markanın halka arz edilmesi, sadece ekonomik bir hamle değil, aynı zamanda toplumsal, kültürel ve tarihsel bir olgunun ürünü olarak karşımıza çıkar. Bu yazıda, GIPTA markasının halka arz sürecini, tarihsel arka planda,…
8 YorumDolap Yapan Kişiye Ne Denir? Antropolojik Bir Perspektiften Kültürel Bağlantılar Bir antropolog olarak kültürlerin çeşitliliğine dair sürekli bir merak içindeyim. Her toplum, günlük yaşamda kullandığı nesnelerden ve bu nesneleri üretme yöntemlerinden, sosyal yapısını, değerlerini ve kimliklerini yansıtır. Bugün, belki de çoğumuzun sıradan bir gündelik iş olarak gördüğü bir eylemi, yani dolap yapmayı ele alacağız. Ancak bu basit görünüşlü eylemi, farklı toplumların ritüelleri, sembollerle olan ilişkileri ve topluluk yapıları açısından inceleyeceğiz. Çünkü bir dolap yapan kişiye, toplumlar farklı kültürel bağlamlarda farklı adlar verir ve her biri, o toplumun değerlerine, kimlik anlayışına ve üretim pratiğine dair çok şey anlatır. Dolap Yapan Kişiye…
Yorum BırakHacı Bektaşi Veli Hangi Mezhepten? Hepimizin İçinde Biraz Hacı Bektaşi Veli Vardır! Beyler, Hacı Bektaşi Veli hakkında bir soruyla karşınızdayım: Hangi mezhepten? Evet, o ünlü veli! Alevilik mi, Bektaşilik mi, yoksa başka bir şey mi? Hadi hep beraber biraz eğlenelim, tarihsel yolculuğa çıkalım ve Hacı Bektaşi Veli’nin mezhebini keşfedelim. Fakat bu yazıyı okurken, unutmayın ki hem erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımını hem de kadınların empatik ve ilişki odaklı bakış açısını birleştirip tam anlamıyla “Hacı Bektaşi Veli tarzı” bir düşünme şekline ulaşacağız! Erkekler Çözüm Arar, Kadınlar Duyguya Duyarlıdır Hadi şimdi meseleye biraz mizahi bir şekilde yaklaşalım. Erkekler için her şey bir “problem”dir,…
Yorum Bırakİran mı Daha Zengin, Türkiye mi? Antropolojik Bir Perspektiften Kültürler Arası Zenginlik Bir antropolog olarak, dünyadaki kültürel çeşitliliği keşfetmek, sadece farklı yaşam biçimlerini anlamakla sınırlı değildir; aynı zamanda bu yaşam biçimlerinin arkasındaki toplumsal yapıları, ritüelleri, sembolleri ve kimlikleri de anlamaya yönelik bir yolculuktur. İran mı daha zengin, Türkiye mi? sorusu, yalnızca ekonomik göstergelerle ölçülemeyecek kadar derin bir meseleye işaret eder. Zenginlik, sadece maddi değerlerle sınırlı değildir; kültürel zenginlik, tarihsel derinlik, toplumsal yapılar ve hatta ritüeller aracılığıyla da kendini gösterir. Bu yazıda, iki ülkenin sosyal dokularına, kültürel miraslarına ve topluluk yapılarına antropolojik bir bakış açısıyla yaklaşıyoruz. Ritüeller ve Kültürel Zenginlik: İki…
Yorum BırakGaza Anlayışı ve Pedagojik Perspektif: Eğitimde Dönüşümün Gücü Eğitim, sadece bilgi aktarmaktan çok daha fazlasıdır. Gerçek öğrenme, bireylerin dünyaya bakış açılarını dönüştüren, onları bilinçli, eleştirel ve duyarlı bireyler haline getiren bir süreçtir. Bu dönüşüm, sadece bireysel düzeyde değil, aynı zamanda toplumsal bir etki yaratma potansiyeline de sahiptir. Eğitimciler, bu sürecin rehberleri olarak, öğrencilerinin içsel değişimlerini fark ettiklerinde en büyük ödüllerini alırlar. Her bir öğrenci, öğrenme sürecinde kendi yolculuğunu yaparken, eğitmenler onların bu dönüşümdeki en büyük destekçileri olurlar. İşte bu bağlamda, “Gaza anlayışı” gibi kavramlar, eğitimde ne kadar derin ve çok yönlü bir düşünce yapısına sahip olduğumuzu gösterir. Gaza Anlayışı Nedir?…
4 YorumRüzgar hızı kaç olursa iş durur? Sektörlere göre eşikler, farklı bakış açıları ve pratik karar modeli Şahsen bir konunun tek bir “doğru”suna hemen atlamayı sevmiyorum; farklı pencerelerden bakınca hem resim genişliyor hem de tartışma zenginleşiyor. Bu yazıda “Rüzgar hızı kaç olursa iş durur?” sorusunu hep birlikte kurcalayalım istiyorum. Veriye yaslanan yaklaşım da var, sahadaki insanın güvenliği ve toplumsal etkileri önceleyen yaklaşım da… Sonunda da kendi ekibiniz için uygulanabilir bir karar çerçevesi bırakacağım. Yorumlara mutlaka fikirlerinizi yazın; birlikte daha iyi bir rehber çıkarabiliriz. Kısa cevap: Tek bir sihirli rakam yok. Eşik, yapılan işe, ekipmanın tipine, bulunduğunuz zemine ve risk toleransınıza göre…
Yorum BırakHayıf Oldu Ne Demek? Bir Dilbilimsel Keşif Hepimiz bazen, çevremizdeki kelimeler veya ifadelerle karşılaştığımızda, anlamlarını tam olarak kavrayamıyoruz. “Hayıf oldu” gibi yerel bir deyimi duyduğumuzda, doğal olarak bunun ne anlama geldiğini merak ediyoruz. Bu yazıyı okurken, “Hayıf oldu” ifadesinin arkasındaki bilimsel anlamı ve dilsel bağlamı keşfedeceğiz. Hadi gelin, birlikte bu kelimeyi daha yakından inceleyelim. Hayıf Oldu: Anlamı ve Kökeni Türkçede “hayıf oldu” ifadesi, genellikle olumsuz bir durumu, başarısız bir sonucu ya da umulanın altında kalan bir durumu tanımlamak için kullanılır. Bir işin ya da olayın beklenildiği gibi gitmediğini, olumsuz bir şekilde sonlandığını anlatır. Örneğin, bir arkadaşınıza “Beni aradığında işlerim hayıf…
Yorum BırakKorozyonu Etkileyen Faktörler: Edebiyatın Korkutucu ve Güzelleştiren Yüzü Kelimeler, birer madde gibi çevremizi şekillendirebilir. Bir sözcük, bir düşünceye veya bir duygusal duruma nüfuz ederek zihnimizde derin yaralar açabilir ya da hayatımıza güzellik katabilir. Edebiyatın gücü, hayatın her alanına, her parçaya dokunarak insanı hem kıran hem de iyileştiren bir etkiye sahiptir. Tıpkı bir metalin çevresel faktörlerle bozulması gibi, kelimeler ve anlatılar da zaman içinde çeşitli etkilerle değişebilir. Korozyon, hem fiziki bir süreçtir hem de sembolik bir anlam taşır. Bu yazıda, korozyonu etkileyen faktörleri, edebiyatın ışığında keşfedeceğiz; korozyonun sadece metallerin değil, insanların ruhlarının da ne kadar kırılgan olduğunu ortaya koyacağız. Bir Edebiyatçı…
8 YorumAraplar Hz. Nuh’un Hangi Oğlundan? Geçmişten Geleceğe Derin Bir Bakış Bu soru, belki de her dinamik değişimin merkezinde yer alabilecek kadar derin. Arapların, Hz. Nuh’un hangi oğlundan türediği sorusu, sadece tarihsel bir bilgi arayışı değil, kültürel kimliklerin şekillendiği bir mesele. Nuh’un tufanı, insanlık tarihinin dönüm noktalarından biri olduğu kadar, bu olayın ardından ortaya çıkan soylar, bizim için hala çok büyük anlamlar taşıyor. Fakat bir an durup, bu soruyu biraz daha geniş bir açıdan ele alalım: Araplar, Nuh’un oğullarından hangi birinin soyundan gelmiş olabilir? Bu sorunun kökleri sadece dini metinlere dayanmakla kalmaz; kültür, kimlik, tarih ve geleceğe dair büyük bir sorunun…
Yorum Bırak